Bu Blogda Ara

27 Nisan 2012 Cuma

Minik balkonumdaki kucuk bahcem

Oldum olası cok sevdim bitkileri.cunku çocukluğum cok sukur ki bağ bahçede gecti.kocaman buyuk bahçesi olan icinde binbir meyva ağacı olan bahcemizde birde tum sebzeleri yetistirirdi annem.o zamanlar boyle organik inorganik ürünlerde yoktu gdo dan bir haber yasadık yıllarca .tabi ozaman bahcemizdeki sebzelerinde kıymeti yoktu simdi olsa....

efendim on bahcemizde ayva kayısı yan bahcemizde kiraz incir ceviz arka bahcemizde de vişne çağla erik şeftali vardi.hayatim boyunca ben boyle bir kayısı gormedim göremem herhalde sapsari  ve kocaman bir elma gibi. Urunlerden dallari kirilirdi garibimin cinside neyse artik kocamn olunca cekmezdi dallari.Balkonda nöbet tutardim hey gidi günler benim gibi yaramaz cocuklar dalar diye:))

Erikler rezaletti eksimi eksi ama yan komşunun can erikleri varya helal etsin artik :))

Bu ağaçların arasında arka bahcemizde fasulye(kocaman siriklari hala hatırlıyorum) domates salatalik soğan ispanak marul nane maydanoz havuc patates cilek bakla ekerdi annem.cilek cok tutmazdi minicik minicik olur gecer giderdi.amma digerleri fevkaledenin fevkinde!

Domateslerden konserveler salçalar yapılır kıs icin visneler dondurucuya posetlerle ,naneler kurutulur fasulyeler dondurucuya .bunlar benim kaçamak gozlemlediklerim belki daha neler neler aa bide receller var Enfes kokuları ile

Siz hic bir ekmek kapip bahçeye inip taze sarımsak çıkarıp domates salatalıkla Dalı'ndan yediniz mı?yemediyseniz bulun bağ bahçe yapın bunu ne zevkli .
Fransız İtalyan Osmanlı mutfağı bu tadın yanında halt etsin!!

Benim çocukluğum kocaman bir bahçede gecti bu kadar bitkinin arasında bana yaprağını gösterseniz hangi ağaç olduğunu bilirim:)kokusunu bile hatırlarım

İsterim ki kızımın cocuklarımın da tıpkı benim gibi Bahçeli bir evde büyüsün .gunumuzde koca apartman dairelerine tikilmis kalmisiz oksijen almak icin bile dışarı çıkmak giyinmek hazırlanmak angarya.boylemiydi ?hersey katkı maddesi dolu ne yiyoruz acaba bellimi? İnsallah imkanım olurda Bahçeli bir evim olur birgun geç olmadan cocuklarım çocukken ...

Yeşili sevdiğim doğaya saygi duyduğun icin her canlının yasama hakkı olduğunu sevmedikte saygi duymamız gerektiğini öğrettiği icin aileme minnettarim iyiki böylesine guzel bir çocukluğum olmus.

Neyse nerden nereye .tabi bahçemiz yok gelelim gerceklere minik minicik bir balkonumuz var icinde uc adet saksı saksının icinde boy veren dereotu maydanoz ve marulumuz var.şimdilik sadece marul belli diger ikisi ayırt edilemedi;) her sabah suluyorum balim ben ve lucas ile ailecek yani..lucas kokluyor buyumusmu anlamak icin bende seviyorum :)

Cok eğlenceli büyüdüklerini görmek sırf ben yetiştirdiğim icin tadida baska olacak eminim.hemde zevkle yenir bunlar tabi ben koparmaya kiyabilirsem.baka baka doyarim ben bunlarla..büyüdüğünde de ekleriz ergenlik halimizi;))

25 Nisan 2012 Çarşamba

Bayildim "trendyol" sipariş

Sunun güzelliğine bakarmısiniz?
Topukları biraz fazla yüksek buldum zor kullanacağım icin malesef geri gönderdim bile :((harikaydilar ama benim bahanem var...:))





Dostumdun..



Herkesin yaşamında yer alan "bir kişi" vardır.O kişi o insanın her zaman her daim yanında olmuştur.Can mı deseniz adına kan mı bilemedim .Ancak gündelik hayatta ki ismi DOST..

Katıksızca sevdiğiniz hiçkimselerle kıyaslamadığınız kıyaslayamadığınız  bir kardeşin yerini alabilecek kadar sevgiye layık gördüğünüz dostlarınız da acaba sizin dostunuz mu?Sizin onu sevdiğiniz saydığınız kadar değer veriyor mu size?siz acaba onun günlük eğlencesi ve daha iyisi olmadığından ötürü yanınızda zaman gecıren  bırımı?öylesine vaktim geçsin dinlerim üzülürmüş gibi yaparım sevinirmiş gibi yaparım günümü gün ederim mantığında mı acaba?Bunu öğrenmek zor değilmiş aslında......

Ne zormuş insanları tanımak.Senelerinizi verdiğiniz yanımda, arkamda bu benim bana ne olursa olsun deyip gözünüzü kapayıp arkanıza attığınızda kendinizi buz gibi taşa sertçe düştüğünüzü göreceksiniz.Ayağa kalkmaya çalıştığınız sırada dostunuzun elini arayacaksınız.Ne oldu acaba neden beni tutmadı deyip onun için endişe dahi edeceksiniz .Başına ne geldi ki beni düşerken bıraktı diyeceksiniz.Tutmadı mı ozaman el arayacaksınız sizi en azından olduğunuz yerden kaldıracak bir dost eli.Bekleyeceksiniz birinin sizi kaldırmasını.Kimse gelmeyecek..Kanayan yaralarınızdan çok yüreğinizdeki yara acıyacak.Beynizniz konuşmaya başlayacak".Nerde seni bıraktı işte gördünmü" diyecek ama kalbiniz ısrarla bekleyecek kadar çok sevmiş dostunu, aldırmayacak...Dostunuzu beklediğiniz uzun zaman sonrası kendiniz kalkacaksınız yerden .Sorular sormaya başlayacaksınız.Neden düştüm ben diye?neden beni tutmadı ki diye?

Bekleyeceksiniz sizi tutamayan dostunuz yanınızda arkanızda olamayan dostunuz gelsin diye.
Gelmeyecek.....

Arasın bi açıklama yapsın diyeceksiniz
 Aramayacak...
Kızmaya başlayacaksınız söyenmeye bazen ağlamaya başlayacaksınız.Nafile.
Gelen giden arayan soran olmayacak arayan olsada "düşmeseydin ,güvenmeseydin" diyecek olan dostun sesini duyacaksınız...

Gözlerinizden sessizce bir damla inecek.Ne çok sevdiğinize ne çok değer verdiğinize yanacaksınız.Beyniniz asla kabul etmeyecek.Yıllanmış bir dostluk bu kadar çabuk ve bahanesiz bitemez bu mantıksız diyecek.Nedenler arayacaksınız.Ne yaptığınıza dair neden sizi kandırdığına neden sizi sevmiş gibi yaptığına ve neden sizi sevmediğini düşüneceksiniz sonraki günlerde..Herşeyi birlikte yaptığınız ve herşeyi birlikte yapmayı planladığınız dostunuz artık yanınızda ..

Hiçbiri işinize yaramayacak.Boğazınızda kalacak dostluğunuz.İçtiğiniz su işe yaramayacak.Koca bir lokma  bir ömür sizinle gezecek.

Yine kızacaksınız yine üzüleceksiniz ama yaranız hiç iyi olmayacak.Lokmanız aşağı inmeyecek.

Ve silkeleneceksiniz...

Kimseye güvenmeden kimsenin dostluğunu istemeden hayatınıza devam edeceksiniz.Taki gün gelip ahirette hesaplaşıncaya kadar da dostunuzun sizi neden "tutmadığını" öğrenemeyeceksiniz...








24 Nisan 2012 Salı

Beyaz çerçeveler değişti

Beyaz çerçevelerim vardı.Taaa eşimin bekar evinden beraber ikeadan aldığımız çerçeveler.Beş tane filan almıştık sanırım iki resim manyağı olarak.Yeni evimize de taşıdım onları ancak yerine mobilyamıza uygun daha kaliteli çerçeveler alınca gerek kalmadı bunlara.Sevimsiz  geliyordu ama atmaya da kıyamayan ben atamadım yavrucukları.Ben bunlardan nasıl sa birşey yaparım dedim hep.Bir tanesi Balım ın fotosu için kullanılıyordu diğerleride çekmecelerde yerini aldı.

Geçen gün elime geldiler ne yapsam ne yapsam diye düşünmeye başladım.Aklıma ilk etapta peçetelemek geldi ama değişik olsun diyede başka şeyler düsünmeye başladım.Çiçeklerle mi süsleseydim ?yok mobilyalama olmazdı country tarzı olsa belki..Balım ın odasına koyabilirdim aslında pembe çiçekler yapıp.

Öle böle derken eşim elinde bir paketle geldi.Sana sim aldım dedi .Nerden çıktı oda öyle dedim.Mobilya için almıştık biz boyanın içine katmak için bende küçük bir kutu sana aldım nede olsa pırıltı işıltı delisisin:)

İnsan simleri sever mi yahu?Evirip çevirip parlamalarını izlermi?
İşte ben deniz çocuk gibi çevire çevire oynadım onlarla.Sonra garip çerçevelerimi simlemek geldi aklıma.Önce peçete yapıstırıcısı sürdüm(aslında sim yapıştırıcıları var ama bende olmadığı için peçete tutkalını denemek istedim)üstüne elimle simleri serpiştirdim ve vernikledim .Tammamiyle sabitlendi..Bu görünenden çok daha güzeller aslında.Fotolar istediğim sonucu veremedi.

Hepsini duvarıma asimetrik olarak vede boş olarak asmak derdindeyim.Küçük çivilerden eşim getirene kadar paylaşmak istedim .Duvarımda çok daha güzel duracaklar.Yaptığım zamanda ekleyeceğim şimdilik elimdeki görüntüler bunlar .Birşeyler yapmak ve ben yaptım demek ne güzel ne güzel...